Tüm dünyaya yayılmaya devam eden koronovirüs salgını insan sağlığı için tehditlerini sürdürmeye devam ediyor. Hatırlarsak eğer salgının ilk başladığı Aralık ayı ile beraber Türkiye salgına set çekmeye çalışan ilk ülkelerden birisi oldu. Ve o tarihlerden sonra toplum olarak hijyenik yaşam konusunda gerek yazılı gerekse görsel basın yoluyla toplumumuzun ciddi anlamda aydınlatıldığına inanıyorum. Ve bugün gerek ağırlaşan hasta gerekse pozitif vaka sayısında çok da belirgin yükselişlerin olmamasında ben şu son iki ay içinde başarılı olduğumuza inandığım hijyenik yaşantımız olduğunu düşünüyorum.
Hatırlarsak eğer Mart ayı ile beraber yurt dışı kaynaklı ilk virüs bulaşımı ile tanıştık. Ve geçen şu son 20 günlük süre içinde artan bulaşımlar sonucu tüm ülke çapında başta sağlık kurumlarımız olmak üzere ciddi mücadeleler verildiğini görüyoruz. Ne yazık ki bu mücadele ile beraber izolasyon konusunda daha henüz tam bir uyum gerçekleşmiş olmasa da bu yönde alınan yeni tedbirlerle bulaşımın önlenmeye çalışıldığını da söyleyebiliriz.
Son açıklanan tedbirler arasında İstanbul’a kurulacak iki salgın hastanesi ile ücretsiz maske dağıtımının dikkatimizi çektiğini söylemek isterim. Gerçekten de bu gün tıp dünyası tarafından virüs salgını ile ilgili olarak koruma, önleme ve tedavi konularında net bilgilere ulaşabilmek adına araştırmaların devam ettiğini iyi biliyoruz. Dolayısıyla Allah korusun işlerin kötüye gitmesi durumun da özellikle İstanbul gibi nüfusu 20 milyona dayanan bir bölgede halı hazır durumda ihtiyaç olan yoğun bakım servislerinin çoğaltılmasının şu virüsle mücadelede iyi bir ön hazırlık olabileceğini düşünüyorum. Dilerim böylesi bir hastaneye ihtiyacımız olmaz, atlatırız bu günleri.
Maske konusuna baktığımızda ben bunun biraz gecikmiş karar olduğunu düşünüyorum. Aslında son 20 gün boyunca sadece bizler değil tüm ülkelerin Çin’ deki virüs önleme çalışmalarını iyi gözlemlemediklerini düşünüyorum. Böyle olsaydı eğer son 20 gün içinde ülkeler arası maske savaşları olmaz, her ülke üretimlerini bu duruma göre planlayarak ön tedbirlerini alabilirlerdi diyorum. Bu konuda da Türkiye olarak bizler yinede pek çok ülkeden çabuk davranarak maske üretimi konusunda adeta yardım eder durumlara geldiğimizi söylemek isterim. Şimdi maske takımı artık zorunlu hale gelmiş bulunuyor. Buda inanıyorum ki bulaştımı önleyebilecek en kısa ve en ucuz yol olacağıdır.
Sonuç olarak tüm dünyamızda virüsle savaş devam ediyor. Umarım şu izolasyon konusunda toplum olarak daha ciddi uygulamalar içersine girerek çok az kayıplarla bu hastalığın üstesinden gelir sağlıklı bir yaşama tekrar döneriz. Bir kere daha virüs savaşında en ön saflarda mücadele eden sağlık çalışanlarımızı kutluyor ve onlara kolaylıklar diliyorum. Erhan Göçmen 06-04-2020
