Rusya yıllar öncesinden planladığı, aylar öncesinden hazırlıklarına başladığı ve her adımda adeta geliyorum diye sinyallerini verdiği savaşı geçtiğimiz günlerde Ukrayna’ya saldırarak başlatırken, bu saldırı akabinde acaba Avrupa’dan başlayıp tüm dünyayı tehdit eden 3.Dünya savaşı mı başlıyor tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Putin göreve geldiği ilk günden bugüne, Rusya’yı tekrar ayağa kaldırarak, komünist rejim döneminde dünyanın iki büyük gücünden biri olan Sovyetler Birliğinin eski günlerine geri döndürmek için mücadele veriyor. Ekonomik olarak sahip olduğu petrol ve doğalgaz kaynakları sayesinde dünyanın sayılı ekonomileri arasında yer alan Rusya bu yolda çok büyük yol kat ederek eski güçlü günlerine dönüşün sinyallerini veriyor. Özellikle son yıllarda savunma sanayiine yapılan yatırımlar ve Rus askeri gücünün dünya’ da ilk üç ordu içerisinde olduğu göz önüne alındığında Putin’in bu hedefinde ne kadar hızlı yol aldığını daha da iyi gözlemliyoruz.
Elbette ki Putin Rusya’yı eski güçlü dönemlerine döndürmenin hesabını yaparken şimdiki sınırlarının da o zamanki gibi olmasını hedefliyor. 1991 yılında dağılan Sovyetlerin ardından kurulan: Beyaz Rusya (Belarus), Ukrayna, Moldova, Estonya, Letonya, Litvanya, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan gibi devletleri de yeni oluşacak bu güçlü Rusya’nın sınırları içerisinde görmek ya da bu ülkelerin başında kendi istediğini yapacak Rusya Federasyonu yanlısı hükümetlerin bulunmasını istiyor.
Putin işte bu amaçla Yeni Rus çarı olarak; Ukrayna’ya saldırarak hem NATO’ ya, hem de Avrupa Birliği’ne meydan okudu ve savaşı başlatmakla kalmayıp başta Amerika olmak üzere tüm dünya’ ya da büyük bir gözdağı verdi.
Aslına bakarsanız PUTİN rakiplerini çok iyi tanıyor. Biliyor ki NATO eski gücünden çok uzak, Avrupa Birliği dersen özellikle İngiltere’nin ayrılmasının ardından eski dinamiklerini kaybetmiş her an dağılacak bir birlik görüntüsü veriyor. Birde bunlara
Dünya lideri olarak kabul edilen Amerika’nın her konuda güven vermeyen duruşu, ve Amerikan lideri BIDEN’ın tutarsız açıklamaları da eklendiğinde PUTİN istediği hamlelerini yapmakta hiç sıkıntı çekmiyor.
Yaşadığımız yüz yılda tüm dünya Ülkelerinde bir yönetim sıkıntısı var. Güvenilir, sözü dinlenen bir lider bulmak çok zor. Şu an görünen o ki dünya siyasetinde Putin’e karşı dik bir duruş sergileyecek onun yaptıklarına dur diyecek bir dünya lideri maalesef hiç yok. Göz göre göre geliyorum diyen bir savaşın hemen öncesinde Ukrayna hükümetinin özgüveni ve tansiyonu arttıran açıklamaları ne yazık ki biz Çerkezlerdeki bir atasözünü benim aklıma getirdi. “Arkadaşına güvenip, ayı ile güreşme.” Gerçekten de bu söz Ukrayna’nın şu an ki durumunu çok ama çok iyi anlatıyor. Başta Amerika olmak üzere tüm dünyanın desteğini arkasına aldığını zanneden ve Ruslara kafa tutan Ukrayna kendisini destekleyen yardım sözü veren ülkelerin desteklerinin sözde kalması sebebiyle dımdızlak ortada kaldı. Ukrayna’nın arkasındayız, her konuda Ukrayna’yı destekliyoruz diyenler. Bugün Ukrayna’yı, RUSYA karşısında yapayalnız ve çaresiz bıraktılar. Avrupa Birliği Ülkeleri başta olmak üzere NATO ve Birleşmiş Milletler gibi kurumlar ne kadar güvenilmez ve ikiyüzlü olduklarını bir kez daha kanıtladılar.
Bu arada “ BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN.” diye düşünüp savaş çığırtkanlığı yapanlar. Rusya elindeki bombalardan birkaç tanesini ardı ardına salladı mı Ukrayna’nın hiç şansı kalmaz diyerek, savaş senaryoları yazıyor. 2003 yılında ABD. Irak’a saldırdığına tüm dünya Körfez savaşını televizyondan maç seyreder gibi canlı yayında seyretti.2022 yılında Rusya, Ukrayna’ya saldırıyor. Tıpkı Körfez savaşında olduğu gibi televizyon karşısında canlı canlı bu savaşı seyrediyoruz. Peki ya aynı şartlarda kendimiz olsaydık. Bu savaşta bombalanan ve ölüm korkusunu yaşayan bizler olsaydık. Yaşamak çok güzel onun için onay vermediğim bu savaşı izlerken sizlerden de, şimdilik bize zarar vermeyen bu yılanın bir gün gelip bize de zarar verebileceğini hatırlamanızı istiyorum.
BU SAVAŞA TÜM KALBİMLE HAYIR. Düşüncelerimi savaşların insanların yaşamında ne kadar derin ve silinmez izler bıraktığını anlatan bir Alman atasözü ile bitirmek istiyorum: ” Büyük savaşlar geride üç ordu bırakır. Sakatlar ordusu, yas tutanlar ordusu, Hırsızlar ordusu.” arnkrn1907@gmail.com 26.02.2022 ARAN KARAN
