Aran KARAN


GEL DEMEKLE OLMUYOR.

GEL DEMEKLE OLMUYOR.


Ülkemiz 1974 Kıbrıs Harekâtı sırasında Amerika ve Avrupa ülkeleri tarafından uygulanan ambargo sebebiyle çok zor ve de çalkantılı günler geçirmiştir. Özellikle 1970 ve 1980 li yıllarda ülkenin dört bir yanını saran SAĞ-SOL kavgasının en hızlı yaşandığı, kardeşin kardeşe kırdırıldığı, insanların can ve mal güvenliği endişesiyle şehirlerden kaçıştığı o dönemlerde, ülke olarak tarihin en acı veren en korku dolu yıllarını yaşadık. Ülkenin üzerine bir karabasan gibi çöken 1980 askeri darbesi ve hemen akabinde askeri cuntanın yönetiminde anti demokratik ortamda geçen yıllarda insanların yaşadığı toplumsal travmanın etkilerini ne yazık ki bugün bile hissetmekteyiz.

  Uzayıp giden kuyrukların hiç eksilmediği, Ekonomik sıkıntıların yaşandığı yokluklarla geçen 70 li yıllarda benzin, tüp, yağ, şeker, margarin gibi ihtiyaç maddelerinin temininde yaşanan sıkıntılar sebebiyle büyükşehirlerde yaşamak oldukça zordu. Şehir hayatına nazaran kırsal diye tabir ettiğimiz daha küçük il ve ilçelerde, köy ve kasabalardan istenen yaşam şartları biraz daha elverişliydi.

  12 Eylül 1980 darbesinin hemen ardından 1983 Kasım ayında yapılan ilk seçimleri Turgut Özal’ın liderliğindeki ANAVATAN (ANAP) partisi kazanmış ve ANAVATAN partisi iktidarında ekonomide başlatılan serbest piyasa düzeni ile başlayan süreç yeni bir döneminde başlangıcı olmuştur. Sokaklarda görmeye alıştığımız kuyruklar bu dönemde tarih olurken, ekonomide yaşanılan canlılık insanların yaşam tarzında gözle görülür değişiklikleri de beraberinde getirmiştir. İnsanların serbestçe alış veriş yapıp her aradığını rahatça bulup istediğini alabildiği yeni sistemde büyük kentler birer cazibe merkezi olmuştur. Bu durum karşısında büyük şehirlere rağbet artmış ve Türkiye bir iç göç akışı ile karşı karşıya kalmıştır. Yaşanılan bu iç göç neticesinde İstanbul, İzmir, Kocaeli, Ankara gibi büyük şehirlerde ve gelişmiş yerleşim birimlerinde nüfus hızla artarken bu durum çarpık kentleşmeyi de beraberinde getirmiştir. Marmara, Akdeniz, Ege bölgelerinde yaşanan göç sebebiyle nüfus yoğunluğu yaşanırken, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yoğun bir nüfus azalımı olmuştur.

  Ekonomik olarak gelecek endişesi yaşayan ve daha iyi bir yaşam için doğup büyüdüğü toprakları terk eden insanlar, her ne kadar büyük kentlere göçün temeli sebebini oluştursalar da, ekonomik sebeplerin haricinde İşsizlik, Terör, Doğal afetler gibi sebepler de bu göçleri tetiklemiştir. Bugün baktığımızda özellikle taşı toprağı altın denilerek İstanbul başta olmak üzere büyük şehirleri tercih ederek göç edenler zamanla buralarda kendi hemşeri gettolarını yaratmışlardır. Örneğin bugün İstanbul’da, yaşayan Sivaslı vatandaşlarımızın sayısı, Sivas’ta yaşayanların nüfusundan daha fazladır. Yine aynı şekilde İstanbul’da yaşayan Kastamonulu ve Ordulu hemşerilerimizin nüfusları da kendi illerinde yaşayan nüfustan daha fazladır. 

“İnsanın vatanı doğduğu yer değil, doyduğu yerdir.” diye hayatımızla özleşmiş ve günümüzde “ Doğduğun yer değil, karnının doyduğu yer memleketindir. “  şeklinde değiştirilerek ifade edilen bir atasözümüz vardır. Gerçekten kişi doğduğu yerde belli bir kazancı sağlayamazsa, hayatını ikame edecek kazancı temin etmek için doğup büyüdüğü yeri terk ederek başka yere göç eder ve orayı kendisine yurt edinerek doğduğu yerden daha çok göç ettiği yeri benimser. Bu öylesine bir benimsemedir ki, nafakasını kazandığı memleket doğup büyüdüğü memleketinin önüne geçer. Doğduğu ata toprağının yerini alıverir. İnsanın kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamak için vermiş olduğu yaşam mücadelesi belki de hayatında verdiği en büyük sınavlardan birisidir. Bu sebeple İnsanoğlu yaşamı boyunca kendisi ve sevdikleri için huzurlu ve güvenli yaşam süreceği yerleri seçmiş ve bu amaçla göçler etmiştir.

Ülkemiz 80 li yıllardan sonra yaşadığı iç göçün bir benzerini ama maalesef daha da ağırını bu gün sınır ötesinden gelen insanlar üzerinden yaşamaktadır. Ülkelerinde yaşanan savaşlar başta olmak üzere, siyasal ve ekonomik sebeplerle Suriye, Afganistan, Pakistan, Irak ve diğer Afrika ülkelerinden milyonlarca insan sığınmacı ve mülteci adı altından akın akın gelmektedir. Bu insanlardan birçoğu kaçak yollardan geldiği ve kontrol edilemediği için sayıları tam olarak tespit edilememektedir. Son dönemlerde siyasetin gündemine oturan ve iktidar ile muhalefeti karşı karşıya getiren bu sorun şüphesiz şu an Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisidir. Siyasette dengeleri değiştirecek bu sorunu çözen parti şüphesiz büyük bir oranda dengeleri kendi lehine çevirecektir. Çünkü kontrolden çıkan bu sorun yarın öbür gün demografik yapımızı alt üst edecektir. Kaynakların yetersizliği ekonomik alanda yaşanan sıkıntıları daha da arttıracaktır. Farklı Kültürler arasında yaşanan çatışmalar, psikolojik sorunlar, sosyal yapıda meydana gelebilecek bozulmalarda işin başka bir boyutudur. Bu sebeple bu konu ile ilgili başta siyasetçiler olmak üzere herkesin sağduyulu açıklamalarda bulunması gerekmektedir. Toplumsal ayrışmaya sebep verecek, ırkçılık üzerinden halkı galeyana getirecek her türlü söylemden kaçınılmalıdır. Oldukça hassasiyet içeren ve atılacak yanlış adımlarla devletimizin imajına da zarar verebilecek olaylar işleri olumsuz anlamda istemediğimiz bambaşka boyutlara taşıyabilir. Bu iş için öncelikle kendi ekonomimizdeki dengeleri bozmayacak şekilde gerekli kaynaklar yaratılmalı ve

Sınırlarımızdan başlayarak sistemli bir çalışma yürütülmelidir. Özellikle kaçak geçişlerin önüne geçilmelidir. Sınırımızdan geçen herkes kayıt altına alınmalı ve ülkeye giriş yaptıktan sonrada takibi sağlanmalıdır. Şu unutulmamalıdır ki bu insanların birçoğu insanca yaşamak uğurunda çoğu kez ölümü göze alarak insan tacirlerinin kurbanı oluyor. Bu iş sadece Gelin demekle olmaz.

arnkrn1907@gmail.comAran KARAN 11.05.2022

  • BIST 100

    9915,62%2,05
  • DOLAR

    32,42% -0,15
  • EURO

    34,65% -0,66
  • GRAM ALTIN

    2439,28% 0,14
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19
  • Pazar 15.6 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 14.7 ° / 10.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 15.4 ° / 10.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

28.04.2024

  • İMSAK 04:21
  • GÜNEŞ 05:59
  • ÖĞLE 13:07
  • İKİNDİ 16:56
  • AKŞAM 20:04
  • YATSI 21:35