Her sabah nasıl bir dünyaya uyanıyoruz? Milyonlarca hayalin kurulduğu, keşkelerin tekrar tekrar söylendiği, hataların geçmişten bir hışımla koştuğu, gerçeklerin bulutların arasından toprağın kokusundan sızarak her yanımızı sardığı bir dünyaya uyanıyoruz. Sabahın ilk ışıklarıyla açılan televizyonlara, mürekkep kokulu gazetelere odaklanıyor, haberleri pür dikkat dinliyoruz. Geleceğe, günümüze ve geçmişe teslim olmuşçasına aklımızda kelepçelenen düşüncelerin zincirlerinden kurtulup umut veren, yaşamaya neden olacak haberler duymak istiyoruz. Çünkü bizler geleceğe teslim olmaya korkuyoruz. Önümüzdeki tünelin sonundaki ışığa ulaşmak için her sabah hayallerimizi çantaya koyup tünelde var gücümüzle koşuyoruz. Ben bu yazımı tünelin sonundaki ışığın ne zaman karşımıza çıkacağını idrak etmemiz için yazıyorum. Işığın uzak veya yakın olduğunu sizler anlayacaksınız.
Çocukların hayalindeki meslekler listesinde en üstlere adını yazdıran doktorluk mesleği çok kıymetli ve insani duygularla harmanlanmış bir meslek ancak ne yazık bizim doktorlarımız hastaların hayatlarını kurtarmak için mücadele ederken kendi hayatları için de mücadele etmek durumunda kalıyorlar. Bunun son örneklerinden biri de Şanlıurfa´da kafasında parke taşı kırılan doktorumuz, hayatı tehlike altına girmiş, ağır şekilde yaralanmıştı!
Hayvanlara yönelik şiddet son hızla devam ediyor. Aracın arkasına bağlanıp asfaltta sürüklenen köpek, Konya´da gürültü yaptığı gerekçesiyle av tüfeğiyle vurulan eşek, Düzce´de yüzü kimyasal maddeyle yakılan köpek, Denizli´nin Tavas ilçesinde inşaat halindeki binanın 3. katında asılı halde bulunan yavru köpek... İnsanlar, nasıl bu kadar merhametsiz oldu? Neden dünyayı bu kadar kirlettiler?
Doğaya karşı olan nefretimiz de bitmek bilmiyor. Ülkemizin yeşil süsü, canlıların hayat kaynağı ormanlarımız göz göre göre ateşe teslim ediliyor. Ayvalık´ın Maden Adası´nda doğa yürüyüşü yapan bir vatandaş yangın çıkarmak için hazırlanan bir düzenek bulmuş. Dilerseniz internetten detaylı olarak bu haberi okuyabilir, düzeneğin fotoğrafına ulaşabilirsiniz. Beni çok üzen haberlerden biri de Aydın´dan geldi. Turistler, kirlenen sahil şeridini temizlemişler. Yani bu da demek oluyor ki biz ülkemizin güzelliklerinin kıymetini bilmiyoruz ama turistler bile bizim ülkemizin kıymetinin farkında!
Ülkemizde halkımızın en çok tepki gösterdiği şeylerden biri de çocuk istismarı ama ne yazık ki halkın tepkileri, bu istismarları yeterince engellemiyor. Bunun en büyük kanıtı da şu: Son 6 yılda 120 bin çocuk doğum yaptı. 2012-2017 yılları arasında evlendirilen 16-17 yaş grubundan çocukların sayısı da 200 bini aştı. Biraz geçmişe gidersek de 2017 yılında 387 çocuk cinsel istismara uğradı ve 409 kadın öldürüldü.2018 yılında ise haberlerde gördüğümüz üzere şiddet devam ediyor. Yüreklerin kiri silinmedikçe bu sonuçlar değişmeyecek. İnsanların birbirlerine saygı duyduğu günler gelecek mi bilinmiyor. Yaşadığımız her saniye kaybolan sevgiyi saygıyı aramayı hiç bırakmayalım. Belki bir gün bizlere geri dönerler. Kalplerimize ve aklımıza!
