İnsanoğlunun çektiği dili yüzündendir. Düşünmeden söylenen sözler, ne kalpler kırmış ne ocaklar söndürmüştür! Hele devlet yöneticilerinin düşünmeden söyledikleri sözlerin savaşlara, ölümlere, yıkımlara neden olduğunun örnekleri dünya tarihinde canlı olarak durmaktadır.
Bu yüzden, özellikle ülke yönetenler bir sözü düşünmeden, ölçüp tartmadan, doğuracağı sonuçları hesaplamadan, düzeltmeden söylememelidirler?
Bu girişteki nasihate en çok ihtiyacı olan kişi Cumhur´un Başı Erdoğan´dır.
Erdoğan´ın boğazı tek boğum bile değildir. Aklına geleni zart diye söyler.
13 senedir, lafın nereye gideceğini, nelere sebep olacağını, o lafın günün birinde dönüp kendisini vurabileceğini hiç düşünmeden konuştu, herkese hakaret etti.
İnsanların etnik kökenleriyle, inançlarıyla alay etti.
Affedersiniz Alevi, affedersiniz Ermeni sözlerini ondan başka kimse kullanmadı!
Şimdi ise kendi partisi AKP, onun hakaret ettiği Genel Başkanlarla koalisyon kurmaya çalışıyor! Sizlere CHP- MHP Genel Başkanları için söylediği en hafif (!) sözlerden iki örnek vermek isterim;
CHP için; ?Bunlar Camileri ahır yaptılar, ibadete kapattılar!?
MHP için; ?Bunlar mı Müslüman, bunlar doğru dürüst Fatiha okumasını bile bilmezler!?
Mafya bozuntusu-Kafatası ölçen caniler-Irkçılık yarışındaki kovboylar-Morg bekçileri-Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldık, gibi kavgada bile söylenmeyecek ağır hakaretlerden hiç bahsetmeyelim.
Şimdi Bahçeli dese ki; Eyy Erdoğan, hayrola ne oldu? Senin gibi Müslüman ve Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alan bir insan, Türk Milliyetçiliğini bayrak yapmış, Fatiha´yı bile doğru düzgün okuyamayan MHP ile mi koalisyon ortağı olmak istiyor?
Veya Kılıçdaroğlu dese ki; Eyy Erdoğan, hayrola başına taş mı düştü? Senin gibi Müslüman biri, Camileri ahır yaptığını söylediğin bir parti ile koalisyon yapabilir mi? Erdoğan bunlara nasıl yanıt verecek?
Değerli Okurlar;
Artık şu gerçeği herkes kabullenmeli ve haykırmalıdır;
?Erdoğan, hükümet kurulmasının da, Türk Demokrasinin standartlarının yükseltilmesinin de, birliğimizin de önündeki tek engeldir?
Sizce, ister AKP-CHP, ister AKP-MHP, ister CHP-MHP-HDP hükümetleri kurulsun, Erdoğan huyundan vaz geçer mi?
Anayasal sınırların içine çekilmeyi kabullenir mi? Anayasa ve Yasa tanımazlığını sona erdirir mi? Başkanlık hevesinden ve ülkeyi tek başına yönetme isteğinden vaz geçer mi? Zenginleşme ve para tutkusundan kurtulur mu? Hırsını ve kibrini aklının altında tutabilir mi? Örtülü Ödenek kullanma hastalığını bırakabilir mi? Her fırsatta konuşup, insanları ayrıştırmaktan vaz geçer mi?
13 senelik uygulamaları maalesef hiç güven vermiyor.
Bu durumda Erdoğan´ın gönlündeki hükümet için şartlar oluşuncaya kadar, kurulacak hükümetin önündeki en büyük muhalif Erdoğan olacaktır.
Erdoğan, kendi konumunu sürekli olarak Türkiye´nin en büyük problemi haline sokacak, gündemde kalmaya çalışacak ve kimseye huzur ve rahat vermeyecektir.
Ta ki, gönlündeki dışarıdan HDP destekli, tek başına AKP Hükümeti kuruluncaya kadar. Elbette ki, bu arada Davutoğlu gidecek yerine Karun Numan veya doncu Soylu gibi kendisine yüzde yüz biat edecek birinin başkanlığında?
Erdoğan ile HDP (PKK) anlaşabilirler mi?
İkisinin anlaşmaları bir dakika bile sürmez. Çünkü taa Oslo´dan beri bu görüşmeler devam ediyor. Habur´da geliştirdiler, İmralı´da iyice pişirdiler.
Tüm yapılacakları takvime bile bağladılar!
Hakan Fidan bu günler için görevine zorla döndürülmedi mi?
Daha çok işimiz var, çoook?
Daha Öcalan serbest bırakılacak!
Büyük Kürdistan kurulacak!
Erdoğan Nobel Barış Ödülü alacak!
Halife Hazretleri tüm İslam Âleminin üstüne güneş gibi doğacak?
Gördünüz mü, daha ne kadar çok işimiz var! Çok çalışmamız lazım, çoook?
Yazıyı konu ile ilgisiz bir fıkra ile tamamlayalım;
Ayı, çevresinde toplanan hayvanlara; ?Bu sene dağda armut çok bol olacak? demiş! Yaşlı Kurt sormuş; ?Nereden bildin, biri mi söyledi??
Ayı, ?Yoo canım öyle istiyooo.?
Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Haziran 2015
Rifat Serdaroğlu
