MÜ’MİN…

MÜ’MİN…

Mü’min o kimseler ki..

Mü’min o kimseler ki..

                Mü’min, Allah’a O’nun emirlerine, ahiret gününe, kitaplarına, meleklerine, peygamberlerine ve kadere iman edip itaat eden kişiye Mü’min denir.

                Mü’minlerin vasıflarının bildirildiği pek çok âyet ve hadis vardır. Kur’ân’da Mü’min; Allah’a, gabya, ahirete ve O’nun emirlerine boyun eğerek gönderdiği bütün peygamberlere ve vahiylere inanan (2. Bakara Sûresi, 2-4. Âyetler). Allah anıldığı zaman kalbi ürperen ve O’nun âyetleri okunduğunda imanı mükemmelleşen sadece Rabbine dayanıp güvenen (8. Enfâl Sûresi, 2. Âyet), ibadetini huşû, içinde yapan, boş ve yararsız işlerden yüz çeviren, zekâtını veren, iffetini koruyan, her türlü aşırılıklardan kaçınan, ahidlerine ve emanetlerine riâyet eden (23. Mü’min Sûresi, 2-8. Âyetler) kimsedir.

                Peygamberimiz (s.a.v.) “Mü’min, insanların canları ve mallarının kendisinden güvende olduğu kimsedir” (Tirmizi, İman, 12) ve “Müslüman müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir” (Buhari, İman, 4) buyurmaktadır. Bu tanımlar pek çok şeyi anlatmaktadır, Çünkü insan öldürmek, dövmek, çalmak, dedikodu, gıybet yapmak, iftira etmek yalan söylemek gibi dinimizin yasak ettiği kötü şeyleri eli veya diliyle yapmaktadır. Şâyet, bir Müslüman bu hususlarda başkalarına güven veriyorsa yani onlara eli ve diliyle zarar vermiyorsa, Peygamberimizin (s.a.v.) ifadesiyle o kişi iyi bir Müslüman’dır. Allah korkusu sebebiyle bu konularda dinin emirlerine uyan kişi diğer konularda da hassas olacağından iyi Mü’minin vasıflarına sahip olmuş olur. Dünyasının ve ahiretinin güzel olmasını isteyen Mü’min yukarıdaki iyi vasıflara sahip, kötü vasıflardan uzak duran kişidir.

                Mü’min O Kimseler ki..

                Allah’ın adı anıldığı zaman kalpleri titrer, kendilerine Onun âyetleri okunduğunda imanları ziyadeleşir ve onlar yalnız Rablerine tevekkül ederler. Onlar namazlarını dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden bağışta bulunurlar. İşte onlar günahlarından bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. (8. Enfâl Sûresi, 2-4. Âyetler).

                Müslüman Sabırlıdır..

                Dünya insanlar için bir imtihan yeridir. İnsan her şekilde imtihana tabi tutulabilir. Hangi tür imtihana tabi tutulursa tutulsun müslüman kişiye İslâm’ın bir takım önerileri vardır. Bütün amacı dünyada tabi tutulduğu sınavları kazanmak olan müslüman kişiye yüce Rabbimizin ve sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) birçok tavsiyeleri vardır. Bunlardan en önemlilerinden biri de sabırlı olmaktır.

                Sabırlı olmak, ümidi kesmemek, nefsî bir şeyden alıkoymak, dayanmak ve tahammül etmektir. Sabır her türlü kötülük, zorluk, tuzak ve hile karşısında sükuneti muhafaza etmek ve Allah’ın rızasını kazanmak için tahammül göstermektir. Yûce Allah: “Sabredenlere mükafatları elbette sınırsız olarak verilir.” (39. Zümer Sûresi, 10. Âyet) buyurmaktadır.

                Bir başka âyeti kerimede; “And olsun ki sizi biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerinden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. Ey Peygamber sabredenleri müjdele“ (2. Bakara Sûresi, 155. Âyet) buyurmaktadır.

                Dünya yaşantısında değişik zaman veya şartlarda insanın başında her türlü hoşnutsuzluğun gelmesi muhtemeldir. Olumsuzluklar nedeniyle ümitsizliğe kapılmadan tahammül göstererek iyi günlerin geleceğine ve çekilen sıkıntıların Allah katında büyük bir karşılık göreceğine inanarak yaşaması insanı hayata bağlar ve olumsuz davranışlara girmeden alıkoyar. Akıllı insan geçici sıkıntıları kalıcı güzelliklerin takip edeceği inancı ile yaşar ve fevri davranışlarda yanılgıya düşmekten kendini korur. “SABRIN SONU SELAMETTİR” atasözü bu hususu vurgulayan güzel bir ifadedir.

                Sabırlı Müslüman her yönü ile örnek teşkil eder.

                Müslüman Nezaket Sahibidir..

                Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), cennette, içi dışından dışı içinden görülebilen yüksek köşklerin olduğunu müjdelemiştir. Bunu işiten bir bedevi bu köşklerin kimler için olduğunu sorunca Peygamberimiz (s.a.v.), nazik ve tatlı konuşan kimseler için olduğunu söylemiştir.

                Peygamberimiz (s.a.v.) çok kibar bir insandı. Herkese karşı nazik davranır, kimseye bağırıp çağırmazdı. Kendisini üzenlere, kötü söz söyleyenlere, kötü davranışlarda bulunanlara bile hoşgörü ile davranırdı. Kimseyi rencide edecek, küstürecek söz ve davranışlarda bulunmazdı. Düşmanlarına karşı bile kibar davranır, iyi muamele ederdi.

                Peygamberimiz (s.a.v.) kendisiyle konuşanları dikkatle dinler, konuşurken dinler, konuşurken yüzünü başka bir yere çevirmezdi. Kendisine hitap edildiği veya soru sorulduğu zaman en güzel şekilde cevap verirdi. Kimsenin sözünü kesmezdi. Kimseye karşı ayaklarını uzatarak oturmazdı. Karşılaştığı kimseye önce kendisi selâm verirdi. Birisiyle tokalaşırken Peygamberimiz (s.a.v.) çekinmezdi. Kendisini ziyarete gelenlere ikramda bulunurdu. Altındaki minderi misafire verir, ve kendisi açık yere otururdu.

                Peygamberimize (s.a.v.) on yıl hizmet eden Hz. Enes, Peygamberimizin kendine bir kere bile “ÖF” demediğini, azarlamadığını, hiçbir zaman kötü söz söylemediğini, yüzünü bile asmadığını söylemiştir.

                Tatlı dilli, güler yüzlü ve nezaket sahibi olmak, hem insanların birbiriyle iyi ilişkiler içersinde olmaları açısından, hem de Allah’ın sevgisini kazanma açısından önemlidir. İyi bir müslüman nezaket sahibi olmalı ve bu konuda Peygamberimizi (s.a.v.) örnek almalıdır.

                Müslüman Edepli Olur..

                Müslüman edepli, görgülü, nazik, kibar, güler yüzlü olmalıdır. Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlâk, hayâ, nezaket, zarafet demektir. Edep hiçbir hırsızın çalamadığı güzel bir ziynettir. Edep, insanla hayvanı ayıran farktır.

                Hz. Ömer (Radıyallahü anh), “Edep, ilimden önce gelir” buyurdu. İbnü’l-Mübârek hazretleri ise, ”HER İLMİ BİLEN BİR ÂLİMİN EDEBİNDE NOKSANLIK VARSA, ONUNLA GÖRÜŞMEMEK KAYIP SAYILMAZ. FAKAT EDEPLİ BİRİ İLE GÖRÜŞEMEZSEM ÜZÜLÜRÜM” buyurdu.

                Edepli kimselerin görgülerinden bazıları şöyledir:

                * Edepli biri yürürken büyüklenerek yürümemelidir. Kur’an-ı Ker’îm’de “BÖBÜRLENEREK YÜRÜME” buyurdu.

                * Alışverişte alıcı nezaketle alır ve konuşur. Bir eşya almasa da satıcıya teşekkür eder. Satıcı da müşterisinin memnun olacağı, hal ve harekette bulunur. Malını almayanlara kızmaz, darılmaz, aleyhlerine olacak bir sözü arkalarından da söylemez.

                ALIŞVERİŞTE HER İKİ TARAF BİRBİRLERİNİ ALDATMAKTAN UZAK DURUR!..



Anahtar Kelimeler: ’…
  • Cuma 23 ° / 11.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 21.3 ° / 6.1 ° Güneşli