CHP Milletvekilleri, İçişleri Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan Mera Kanunun'da Değişiklik Yapılmasını öngören kanun tasarısının meraları talana açacağı gerekçesiyle geri çekilmesi gerektiğini söylediler.
CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Celal Dinçer TBMM'de düzenledikleri basın toplantısında İçişleri Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan Mera Kanunun'da Değişiklik Yapılmasını öngören kanun tasarısının meraları talana açacağı gerekçesiyle geri çekilmesi gerektiğini söylediler.
Namık Havutça basın toplantısında şunları söyledi:
AKP iktidara geldiği günden bu yana hukuku, bilimi bir tarafa bırakıp, orman, mera, sulak alan, dere ve tarım arazileri gibi doğal varlıkları kamu yararı gözetmeden bütün bu doğal varlıkları sermaye için yatırım alanı olarak görmekte bu doğrultuda hukuksal düzenlemeler yapmaktadır. Maden, turizmi teşvik, yenilenebilir enerji vb. yasalar bu düzenlemelerden bazılarıdır.
Mera Kanunu; meraların korunması, ıslah edilmesi ve yönetilmesini görevini devlete (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına) vermiştir. Tasarı ile meraların bir bölümünü kiraya vererek bu görevini devretmeyi planlamaktadır. Bu kabul edilemez.
Yaylak, kışlak ve meraların yapılaşmaya açılması amaçlanmaktadır. Genel Gerekçe bölümünde bozulmuş olan meraların ıslah edilmesi, erozyonun önlenmesi amaçlandığı belirtilmekte, tasarıda ise yapılaşmaya açarak bunun tam tersi önerilmektedir. Yapılaşmaya ilişkin öneriler önce %01 olarak getirilerek yapılaşmanın önü açılmakta, daha sonra bu oranlar artırılarak iş çığırından çıkmaktadır. Temel amaç, toplumun ortak varlığı olan doğal alanları büyük sermayenin çıkarına sunmaktır. Bundan sonraki süreçte yapılaşma oranı artırılması yönündeki girişimlerin başlayacağı açıktır. Uzun dönemde 2/B örneğinde olduğu gibi buralar kiracılarına satılsın çabalarına tanık olunacaktır. Bu alanların yapılaşmaya açılması, bilime, akla ve hukuka aykırıdır.
Bu tasarı kırsal bölgelerde sosyal çatışmalara yol açabilecektir. Köylere veya belediyelere tahsis edilerek yıllardır hayvancılık yapan insanların ortak yararlandığı yerlerin büyük sermayeye kiralanması ve yapılaşma olanağı tanınması çevrede yaşayan insanları rahatsız edecektir.
Hayvancılık için gerekli bakım ve barınma ihtiyaçlarını karşılayacak zorunlu hayvancılık tesisleri nin yaylak, kışlak ve meralarda kurulmak istenmesin mantıklı bir açıklaması yok. Bu tesislerin yapılması ile yetinilmeyecek, yol, su, elektrik gibi alt yapı çalışmaları da gündeme geleceği için; bu alanların yıkıma uğrayacağını dikkate almak gerekir.
Amaç dışı kullanarak mera, yaylak ve kışlakların vasfının bozulmasına yol açanlardan, buraların iyileştirilmesi için gereken masrafın tahsil edilmesi için yasal düzenleme yapılması olumludur. Şimdi bu düzenlemeyi etkin kılmak gerekir.
Çevrenin korunması ve erozyonun korunması söylemi ile, mera, yaylak ve kışlakların sermayeye hizmet edecek biçimde yapılaşmaya olanak sağlanarak kiraya verilmek istenmesi tam bir çelişkidir. Bu alanların tahribine yol açacak bir girişimdir.
Toplumumuzun ve doğal alanlarımızın geleceğini düşünmemektir. Tasarının 2. Maddesi geri çekilmelidir.
