Günümüzde, her kurumda basın ve halkla ilişkiler birimleri son derece önemlidir. Yerel yönetimler, yani belediyelerde, bu birimin sağlıklı çalışması ayrı bir önem kazanır.
Bandırma Belediyesi`nde, Funda Öztemel`in müdürlüğünü üstlendiği, yine yıllardır aynı birimde çalışan İsmail Ülker`in, deneyimiyle yol gösterdiği, genellikle genç bir kadrodan oluşan Basın ve Halkla İlişkiler birimi, başarılı bir şekilde görev yapıyor. Böylece de, başta Belediye Başkanı Sedat Pekel olmak üzere yerel yönetime önemli katkı sağlıyorlar.
Gelelim, Erdek Belediyesi`ne?
Belediye Başkanı Hüseyin Aysan`ın, basın ve halkla ilişkileri düzenlemeleri, belediyenin çalışmalarını, reklâm ve propagandasını gerçekleştirmeleri için iki basın danışmanı(!) var, sözde. Bugün, onların nasıl görev yaptıklarına kısaca değinelim, daha sonraki günlerde biraz daha ayrıntısına girmek üzere?
Erdek Belediyesi için çalışan bu iki kişinin görevlerinin başında, Belediye Başkanı Hüseyin Aysan`ın, gazetecilerle daha kolay, hatta daha sık buluşmalarını sağlamak gelir, gelmelidir. Ancak böyle olmaz. Basın ve halkla ilişkilerden görevli bu iki arkadaş, tam tersini yerine getirmeye çalışarak, Başkan Aysan`ı, sanki gazetecilerden korumak(!) ve uzak tutmak amacıyla çaba harcarlar. Bu görevli arkadaşların cep telefonlarını ararsınız, çalan telefonlar, genellikle açılmaz. Kimi zaman ulaşıp, başkan ile görüşmek istediğinizi iletseniz bile geriye dönüş olmaz. Eğer siz, gazeteci olarak belediye başkanına ulaşamazsanız, sade vatandaş nasıl ulaşacak?
Erdek`te, Belediye Başkanı Hüseyin Aysan`ın emrinde, basın, reklâm ve propagandadan sorumlu olarak görev yapan bir bayan, daha önce İstanbul`da, gazetecilik mesleğinden çok farklı sektörlerde çalıştığı halde basın ile ilgili her şeyi çok iyi bildiği havası içinde, sık sık, "Ben, profesyonelim" sözünü kullanır ama basit bir basın açıklamasını bile doğru şekilde kaleme alamaz. "Türkçe katliamı" yaşanan bu basın açıklamaları elinize geçtiğinde, gazetenizde kullanmak için oturup, kendiniz yeniden yazmak zorunda kalırsınız. Çünkü cümleler bozuktur, yazım kurallarına uyulmamıştır. Haberinizde veya kitabınızda kullanmak üzere Erdek Belediyesi ile ilgili bir fotoğraf isteseniz, bin bir tafra ile karşılaşırsınız. Hatta, yayınlanacak bazı fotoğrafların altına imzasının konulmasını bile ister. "Kraldan çok kralcı", "Alçak dağları ben yarattım" tavırları, zaman zaman kendisini, belediye başkanı ile özdeşleştiren davranışları ile gazetecileri öylesine bunaltır ve kızdırır ki, Bandırma veya Erdek`te, kendisinden memnun tek gazeteci bulamazsınız. İki basın danışmanından(!) da gelen haberler, Türkçe fakiridir ve haber dilinden söz edilemez. Onları da yeniden düzenleyip, kullanmak zorunda kalırsınız.
Gazeteci Ahmet Pesen ile birlikte hazırlıklarını iki yıldır yürüttüğümüz, artık basım aşamasında bulunan Erdek ve yöresi ile ilgili araştırma kitabımızın yazım aşamasında, Belediye Başkanı Hüseyin Aysan`ın, İstanbullu bu profesyonel(!) basın görevlisinin, kitabımıza, Aysan`ın, Erdek`in düşman işgâlinden kurtuluş günü töreninde, cami önünde kurban kesildiği sırada dua ederken çekilen fotoğrafının konulmasına, "Başkanımın imajı sarsılır!" komikliğiyle tepki göstermesini, kitabın yayınlanmasının yolunu açmak için çaba harcaması gerekirken, sanki basılmaması için işi uzatmaya yönelik kendince engeller koymaya çalışmasını ve diğer yaşadığım olayları, kitap için kimlerin söz ve destek verip, kimlerin sözlerini tutmadığını da, daha sonraki yazılarımda dile getireceğim.
Bu görevlere getirilen kişilerin, belediye başkanlarının çevresinde, basın ve vatandaşlara duvar örmeleri değil, öncelikle gazeteciliği çok iyi bilmeleri, sempatik ve güler yüzlü, her çeşit komplekslerinden, egolarından arınmış ve alçak gönüllü bir kişiliğe sahip bulunmaları gerekir. Bu yetenek ve kişiliğe sahip bulunmayan basın görevlilerinin, belediye başkanlarına yarar sağlamak yerine, zarar verecekleri tartışılmaz bir gerçektir.
İlgilenir veya ilgilenmez ama bu bilgileri sayın Hüseyin Aysan`ın dikkatine sunmak, boynumuzun borcudur.
