Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı´ nda gıda-tarım- hayvancılık alanından olmayan biri bakan olunca bu alanlardan oluşan bakanlık üst bürokrasisi bakana direnmeye başladı.
Bu direnişin birincisinde medyayı ikincisinde ise süt sanayicilerini kullanıyorlar.
Bu direnişin iki görünür delili var.
Birincisi, Bakan Faruk Çelik göreve gelir gelmez tarım bürokrasisi tarafından ulusal çapta yayın yapan basına yansıtılan şap hastalığı haberleri.
Canlı hayvanlardaki şap hastalığını sanki Faruk Çelik başlatmış gibi algı yaratılacak şekilde haberler ulusal çapta yayın yapan basına tarım bürokrasisi tarafından servis edildi.
Biz ne eski Bakan Mehdi Eker´ci ne de Faruk Çelik ?çiyiz. GTH eski bakanı Mehdi Eker zamanında da şap hastalığı var idi, lakin yerel medya da yayınlanıyordu. Faruk Çelik Bakan olunca ulusal medyaya servis edilmeye başlandı.
Bu arada eski bakan Mehdi Eker´ de kafasını kaldırıp ?´kıymanın fiyatını dondurmak ile olmaz, karkasın fiyatını dondurmak gerekir ?´ şeklinde gazel okumaya başladı. Eski bakanın bir bürokratı ?´ yahu sen neredeyse 10 yıl bakanlık yaparken bu söylediğini niçin yapmadın, Et ve balık kurumu vasıtası ile çiğ süte ve ete niçin piyasa düzeni kurdurmadın? demek yerine ?´ bravo bakanım çok doğru bir tespit´´ diyor!
Tarım Bürokrasisi Süt Sanayicilerini Kışkırtıyor!
Süt lobisi Bakanlık bürokrasisinde çok güçlü. Süt lobisi derken köylümüzün ürettiği çiğ sütün değil kutu sütün lobisini kastediyorum. Bu lobinin en güçlü bürokratını geçtiğimiz günlerde yeni bakan görevden almıştı, ama biri halen görevini sürdürüyor.!
Süt sanayicileri Bakan Mehdi Eker´in bakanlığı sürecinde ?´Çiğ sütte fazlalık var ?´ oyunları ile iki tane pasta kopardı. Biri fazla olduğu iddia edilen çiğ sütün piyasadan çekilmesi için parasal teşvikli süt tozu üretimi diğeri ise okul sütü projesi.. Bu iki pastanın koparılışı üç dört yıl geride kalınca geçtiğimiz yıllarda Sayın Mehdi Eker´ den yaş-yağlı süt ve süt ürünlerinin ( peynir, yoğurt vb) ihracatında parasal teşvik verilmesini istediler. Mehdi Eker ?´tarımsal destekler kanunen ihracatta verilemez ?´ şeklinde reddedince İhracat teşviklerini vb. düzenleyen Para Kredi Kurulu´ndan verilmesi için o zamanki Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek´ e de başvuruları sonuçsuz kalmıştı."
"Süt sanayicilerini bakanlık bürokrasisi eyleme geçirdi: "Süt alımını bırakma- Fiyatları düşürme eylemi "
"Süt alımını bırakma´´ derken gerçekte bırakmıyorlar. Kendi bırakıp hemen aynı gün bir aracı firma buluyorlar. Hani sanırız ve biliriz ki "aracı" olunca fiyat- maliyet sanayicilere artar. Kazın ayağı öyle değil şöyle gelişiyor: Canlı bir örnek verelim:
Kırşehir de Ülker çiğ sütü 1,19 TL/Litre topluyordu. Korçelik denilen firmaya benim toplamayı bıraktığım yerlerden sen topla bana getir diyor. Ülker çiftçiden 1,19 TL/litre den almak yerine aynı fiyattan Korçelik´ ten yani taşerondan alınca çift taraflı kazançlı çıkıyor. Ülker çiftçiden direkt kendisi alınca nakliyeyi de ödüyor ve Ülker´ e 1,19 + nakliye şeklinde maliyet oluşuyordu. Araya aracı sokunca nakliyeyi aracı ödüyor, nakliyeye, kar marjına KDV´li fatura kesince Ülker KDV mahsubundan ve Nakliye maliyetini ödememekten dolayı kazançlı çıkıyor.
Aracı-taşeron Korçelik ise çiğ sütün fiyatını 85 kuruşa düşürerek alım yapmaya başlayınca gerçekte hem Korçelik´in kazancı hem de Ülker´in yaptırdığı nakliyenin bedeli, Kdv´nin mahsubu, sütün soğuk zincir olmasının bedeli (1,15 + 0,04) köylünün 85 kuruşa düşürülen alın terinden çıkıyor.
Bakanlık Ülker´e ?´niçin çiğ süt fiyatlarını düşürdün´´ diyecek olsa ?´ işte Korçelik´in bana kestiği fatura! 1,19 TL´diyor ve fiyat düşürmedim diyor ve bakanlık bürokratları bakana ?´ sanayiciler fiyat düşürmemiş, işte ispatı ?´ şeklinde hem sanayicilerin bakan nezdinde gizli avukatlıklarını yapmış oluyorlar.
Eh, Ülker veya başka kutu sütçüler böyle fiyat düşürümünü başlatınca zaten okul sütü pastasından pay alamayan küçükler de fırsatı ganimet bilip yurt çapında çiğ süt fiyatları düşürülmüş oluyor.
Boşuna demiyoruz, okul sütü projesi değil okul ayranı- okul peyniri projesi uygulanmalı.
Sanayici çiftçileri Niçin bağırtıyor?
Sanayicilere devlet verdikçe doymuyorlar, daha fazlasını istemekte ısrarlılar. Öylesine muhterisler ki süt tozu parasal destekli projesi, okul sütü projesi ceplerini dolduruyor ama gözlerini doyurmuyor. Aldıkça, verildikçe bir müddet sonra daha fazlasını istiyorlar. Önceki bakan döneminde ihracata destek alamadılar, bu bakan döneminde de alamayacaklarını anlayınca satın aldıkları çiğ sütü direkt almayı bırakıp, dolaylı yoldan aldırdıkları aracılara da daha ucuza satın aldırarak çiğ süt fiyatını düşürmeye çalışıyorlar. Sorsanız , biz düşürmüyoruz, serbest piyasa düşürüyor ?´ savunmasını yapmaktalar.! Fiyat düşürülünce çiftçi bağırmaya başlıyor.
Çiftçinin bağırdığını görenler duyanlar, neler oluyor diye sanayicilere, üretici temsilcisi görünümlü gerçekte sanayicilerin lobicilerine soruyorlar;
Sanayiciler; İhracatımız azaldı, iç piyasa daraldı, süt satamıyoruz, ihracatta yaş süt ve süt ürünlerine parasal teşvik verilsin, parasal teşvikli süt tozu üretiminden artık az para kazanıyoruz. Süt tozunu ürettikten sonra satılana kadar finans-stok maliyeti bize biniyor, Et ve süt kurumu süt tozu üretsin diyor.
Üretici temsilcisi görünümlü medyatik Mahmut Eskiyörük ? de sanayiciler ile hem fikir görüşler sunuyor kamuoyuna.
Velhasıl çiğ süt fiyatları düşürüldükçe, çiftçi bağırdıkça sanayiciler ihracat teşviklerine ve diğer isteklerine daha da yaklaşıldığını düşünüyor.
Bakanın Görevden almaları
Yeni Bakan Sayın Faruk Çelik, şu görevden alma işlemlerine biraz daha devam etmeli.
Hayvancılık Genel Müdürü Mustafa Kayıhan görevinden alınmalı yerine hayvancılıktan anlayan biri, çiğ süt ve ette piyasa düzeni kurabilecek bilgi ve yetenekte olan birisi de Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü´ne getirilmelidir.
ÇAPAR KANAT-ANKARA